<meta name='google-adsense-platform-account' content='ca-host-pub-1556223355139109'/> <meta name='google-adsense-platform-domain' content='blogspot.com'/> <!-- --><style type="text/css">@import url(https://www.blogger.com/static/v1/v-css/navbar/3334278262-classic.css); div.b-mobile {display:none;} </style> </head><body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d28844103\x26blogName\x3dRazorMan%60s+Blog+Page\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dBLUE\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://acare84.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://acare84.blogspot.com/\x26vt\x3d-1415897019564224657', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Kendini Bilmez Forum Şahısları

Aslında bugün başka bir konudan bahsedecektim ama son iki gündür girdiğim forumlarda bir tartışma ortamıdır gidiyor.Bende bu forum şahıslarının psikolojisi hakkında konuşayım dedim. Bu forum şahısları tüm günlerini forumda gördükleri insanlara sataşarak geçirirler.Çünkü bu insanların yapacak başka işleri yoktur.Bu işten çok ama çok zevk alırlar.Nasıl olsa sanal ortamdadırlar ve kimsenin onlara ulaşabilmesi mümkün değildir.Sen forumlarda birşey yazarsın bu senin fikrindir ama bu kişiler olaya balıklama atlayıp senin fikrinin yanlış olduğunu savunurlar ve gereksiz yere tartışmalar başlar.Bu kişiler hemen hemen girdiğiniz her forumda varlardır.Ve uzun zamandır gözlemlediğim kadarıyla giderekte sayıları çoğalmakta.(Bulaşıcı mıdır nedir anlamadım?)Neyse yazdıklarını zaten okuyanlarda çok değildir çünkü genelde gerekli şeyleri yazmazlar boş boş konuşurlar.Yaşamda başarılı olamayan insanlardır bunlar kendilerini forumlarda tatmin ederler.Size hakaret ederler sıkıyorsa yüzünüze karşı bu dediklerini desinler diyemezler.

Bu yazımı yazdıktan sonra biliyorum ki bana çok tepki gelecek ama kendimi tutamadım kusuruma bakmayın.İki gündür acaba ben mi yanlış yapıyorum diye kendi kendime soruyorum ama yanlış yapmadığımada eminim.Eğer sizinde çevrenizde böyle kişiler varsa koşarak yanlarından uzaklaşın ve de onları kale bile almayın.Ben artık böyle yapmaya karar verdim bu gibi insanlardan kurtulmanın tek yolu bu.Forumları kirletip duruyorlar zaten bari sizin canınızı sıkmasınlar.Neyse kendi sıkıntılarımdan dolay sizin başınızı ağrıttım, artık kusuruma bakmazsınız.Yarın veya daha sonra daha eğlenceli bir yazıyla görüşmek üzere hoşçakalın:)

2 comments | Çarşamba, Mayıs 31, 2006

Oyunlardan Uyarlama Filmler Ne Zaman Bekleneni Verebilecek?

Bugün de bu konuyu düşündüm.Kaç yıldır oyun oynuyorum ve aşağı yukarı tüm çıkan oyunları oynama şansına sahip oldum.Günümüzde Hollywood'un senaryo konusunda sıkıntı çektiği her halinden belli.Ya eski bir filmi yeniden çekiyorlar yada oyuncuların ilgisini çekebilmek amaçlı oyunların filmlerine yapmaya başladı.Aslında bu düşünce olarak ilk başta güzel gibi gözüküyor biz oyuncular için ama çıkan filmleri gördükten sonra bu fikrim tamamen değişmeye başladı doğrusu.Zannedersem oyundan ilk uyarlanan film Resident Evil olmuştu.Bu filmi sinemada izleme şansına erişmiştim.Beni fazlasıyla memnun etmişti bu film.Film o kadar iyi değildi ama bir ilk olması nedeniyle ben eksilerini görmemiştim.Ama sonra başımıza ne geldi?Evet tahmin edebilirsiniz Uwe Boll belası.İlk oyundan uyarlama filmi House of the Dead oldu adamın kesin oynamışsınızdır oyununu en az bir kere,film o kadar kötüydü ki tamamını izleyemedim yani o kadar:)Neyse bu ilk filmidir sonrakiler güzel olur demiştim o zaman.Daha sonra ise Uwe Boll'un Alone In The Dark oyunun filmini yapacağıbı duydum.Alone In The Dark'ın benim kalbimdeki yeri farklıdır.İlk o oyunda korku nedir öğrendim,ilk o oyunda yalnızlığın ne kadar korkutucu olabileceğine şahit oldum.Ve sonunda o filmde gösterime girdi ve o filmde berbattı hatta berbat kelimesi filmin yanında iyi kalıyor.Artık bu yönetmen denilen şahıstan birşey olamayacağını anlamıştım.Zaten son olarakta Blood Rayne'in filmini çekti o da umduğunuz üzere iğrenç bir filmdi.Bir kere Blood Rayne rolü Kristanna Loken üzerinde çok sırıtmıştı,ayrıca hiçte benzemiyordu Blood Rayne'e.Şimdi gelelim bu şahısın sonraki filmlerine sıkı durun açıklıyorum.

2007-Dungeon Siege,Postal
2008-FarCry

Bari FarCry'a yapma kardeşim onu rahat bırak bu kadar güzel bir oyunun filmini bu adam yapıyor bence hiç yapılmasa daha iyi olurdu.Hiç olmazsa oyunun adı lekelenmezdi.Ön yargılı davranmak istemiyorum ama adamın yaptığı filmler belli.Belliki buda vasatın altında bir film olacak.Birinin bu adamı oyun sektöründen uzaklaştırması lazım.Tabi vasatla iyi arasında kalmış Doom ve Tomb Raider filmleri var.Bana göre şu ana kadar yapılmış oyundan uyarlama film Silent Hill olacak gibi gözüküyor.Film Amerika'da gösterime girdi ve kendinden övgü dolu sözlerle bahsediliyor.Filmin atmosferi aynen oyundaki gibi puslu vede psikolojinizle oynuyormuş.Tabi Silent Hill oyunlarını oynamayan ve bilmeyen bazı kişilerde filmi kötülüyorlar.Neymiş filmden çıkınca filmden birşey anlamadım diyorlarmış.E tabi anlamazsın ben tüm Silent Hill oyunlarını bitirdim hala kafamda birçok soru işareti var,filminde böyle olması bana göre bir artıdır.Neyse bugün bayağı dolmuşum ve çok yazdım.Kısacası Silent Hill'in filmini sabırsızlıkla bekliyorum,inşallah kısa bir süre içinde gösterime girer açıkcası Eternal Sunshine Of The Spottles Mind gibi bu filmide 2 sene sonra gösterime girmez.Kendinize iyi bakın ve hoşkalın.Görüşmek dileğiyle:)

1 comments | Salı, Mayıs 30, 2006

Rüyalar Zinciri,Bu da Ne Demek Oluyor Acaba?

Neden rüya görürüz acaba buna kim cevap verebilir ki?Tabi rüyaların sırrını çözmek için çalışan bir çok insan var ama ben sıradan insanlara soruyorum bu soruyu.Evet dün gece uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımı gördüm rüyamda hemde sıradan bir arkadaşımı değil anlarsınız ya:)Neyse bu son zamanlarda sıklıkla olmaya başladı.En azından haftada en az 2 veya 3 kez onu görüyorum.Sohbet ediyoruz,şakalaşıyoruz eskisi gibi yine yakınız birbirimize.Yanlış anlamayın,yine onla arkadaşız arada sırada telefonla veya internetten konuşuyoruz ama tam 4 senedir hiç yüz yüze görüşmedik.Bunun bir anlamı mı var çıkartamadım doğrusu.Acaba olmasını istediğimiz şeyleri ve uyumadan düşündüklerimizin bir yansıması mıdır rüya?Neyse zaman herşeyi gösterecektir zaten.Aslında düşündümde rüya görmek kadar güzel birşey yok,yani ne bileyim insan hiçbir zaman olamayacağı biri olabiliyor rüyasında.Gerçi arada sırada kabusta görebiliyoruz ama ben onları birazda korku filmlerine benzetiyorum, ama tek bir fark var izleyen biz değiliz oyunculardan birisiyiz.:)

Neyse geldik haftanın en sevmediğim gününe bugünü seven var mıdır bilinmez ama kimsenin sevdiğini zannetmiyorum.Öğrenciyseniz dersiniz var,çalışıyorsanız işiniz var.Bugün akşam büyük bir ihtimal Heroes Of Might & Magic V'i bitireceğim.Bu oyun oynadığım ilk Heroes oyunu ama bana müthiş bir zevk verdi,bir başına oturdum mu kalkamıyorum.Ayrıca X-Men III Filminede gitmeyi düşünüyorum gerçi eleştirenler ilk iki filmin havası yok diyorlar ama ben kimseye kulak asmadan gideceğim filme.Bugünlük benden bu kadar eğer sizde bir rüya gördüyseniz ve yorumunu arıyorsanız aşağıdaki telefon numarasını arayın:)Hoşcakalın

.

4 comments | Pazartesi, Mayıs 29, 2006

Yine Sıradan Bir Pazar Günü

Oblivion Yoksa Yüzyılın En İyi Oyunu Mu?
Evet daha yeni kalktım,genelde bu kadar geç kalkma ama pazar günleri uyuyasım geliyor işte,zaten dünde Saat 4'e kadar Oblivion'un başındaydım.Hatta size screenshotını aldığım o muhteşem manzarayıda göstereyim insan orada olmak istiyor:)

Oblivon'da birçok oyunda bulamadığım şeyi buldum özgürlüğü.Tam olarak özgür hissediyorum kendimi oyunda sanki bir Online RPG oynarmış gibi.Bunu başardığı içinde Bethesda'ya tebriklerimi sunuyorum.Tüm yazımı bu oyuna adayacağım herhalde böyle gözüküyor.Neyse bu kadar oyundan bahsettim,bari şu blogda oyundan bahsetmeyeyim içim dışım oyun oldu zaten.:)Bu blog işini bayağı bir sevdim,inşallah sıkılmam kolay kolayda yazarım.Neyse bari bugün yapmayı düşündüğüm şeyleri yazayımda blog bir işe yarasın.Öncelikle güzel bır kahvaltı yapmayı düşünüyorum.

Daha sonra ise izleme fırsatı bulamadığım Star Wars:Clone Wars Animasyonu'nu izlemeyi düşünüyorum.Star Wars'ın tüm filmlerini izleyip oyunlarını oynadım ama izlemediğim tek bu kalmıştı,bunuda izleyelimde bitsin bari seri.Ayrıca ilerde çekilecek Star Wars dizileri Türkiye'de gösterime girer mi acaba?Açıkcası zannetmiyorum ama bir umut C-NBCE'nin göstermesini bekleyeceğiz artık.Tabi gün boyunca Level Forumları'na da takılacağım.Şu an yapmayı düşündüklerim bunlar ilerde aklıma gelirse yazarım.Yarın veya daha yakında görüşmek üzere hoşçakalın.Gitmeden size bu sıralar çok dinlediğim Lacuna Coil Grubu'nun Entwined şarkısının sözlerini yazayım bari:)
Lacuna Coil-Entwined
And you take me over
Over again
I wonder how can I go on and on
when you want to bury my passion
You are the shell around
And I cannot escapeand I swallow my pride
Entwined together now
It's time to pass it over
(and you take me over, over again)
Entwined together now
And you take me over
Over again
I wonder how can I live on and on
when you want to live in a hurry
You are the wall
-that I-
That I have to remove
And I swallow
I swallow my pride
Entwined together now
It's time to pass it over
Entwined together now
Entwined forever
And you take me over
Over again
Entwined together
Entwined forever

1 comments | Pazar, Mayıs 28, 2006

En sonunda benimde bir blog sitem var artık.

Evet sonunda uzun zamadır düşündüğüm blog sitemi açmış bulunmaktayım herkese hayırlı olsun.Site çalışmalarımdan ve derslerimden boş kaldığım vakitlerde yazmaya çalışacağım buraya.

5 comments | Cumartesi, Mayıs 27, 2006