RazorMan`s Blog Page

Avril Lavigne'i herkes gibi ben de 2002 yılında Complicated şarkısı ile tanımıştım (O zamanlar GTA 3 oynardım ve radyoda o şarkıyı çalardım hep, ah ah unutmamışım:). O zamana kadar çıkan tüm şarkıcılardan farklıydı (Britney, Christina, Lindsay ve aklıma gelmeyen pek çoğu). Onlar gibi bir yerini açıp şöhret olmamıştı, sadece şarkıları ile yükseliyordu. Daha 18 yaşında olmasına rağmen bomba gibi bir albüm yapmıştı, tarzı da oldukça güzeldi. Punk Rock yapıyordu, neyse yıllar geçti herkes gibi o da büyüdü ve 3. albümü ile tekrar karşımızda The Best Damn Thing... Albümü ilk dinlediğimde oldukça şaşırdım doğrusu, çünkü eski sert (en azından Rock'a yakındı o kadar sert olmasa da) tarzı gitmiş, onu yerine POP havası esiyordu. Ama dinledikçe alıştım doğrusu bu yeni havaya. Her ne kadar bundan önce çıkardığı ilk iki albümün havası olmasa da yeni şarkılar oldukça güzel ve çoğu küfür içeriyor. Küfürü her ne kadar sevmesem de, bir kızın ağzına ancak bu kadar güzel yakışır. Evet, saçmalıyorum ama öyle siz de dinlerseniz demek istediğimi rahatlıkla anlarsınız gibime geliyor. Sonuç olarak bu albüm ilk iki albüm gibi olmasa da oldukça güzel bir albüm olmuş. Değişik bir deneyim yaşamak isteyenler ve benim gibi Avril Lavigne hayranları (aynı yaştayız o yüzden hayranım :) bu albümü kaçırmamalı diye düşünüyorum. Şimdi sizlere albümden sevdiğim şarkıları sayayım da adet bozulmasın. "The Best Damn Thing", "When You're Gone", "I Can Do Better", "I Don't Have To Try", "Innocence" ve "Hot"... Genel olarak tüm şarkılar güzel, ama şunu da belirtmeden edemeyeceğim bir "I'm With You" gibi bir şarkı beklerdim ama çoğu şarkı gaza getirici olarak hazırlanmış. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın. :)



Not: Genelde Rock ve Metal dinlerim ama Avril'e dayanamıyorum ne yapayım. :D

Bu sayfalara uğramayalı uzun zaman oldu... Ama bugün tüm işlerimi bırakıp uğramam gerekiyordu, çünkü bugün itibariyle blogum 1 yılını doldurmuş bulunmakta. Bundan tam 1 sene önce Level Forumları'ndaki arkadaşların baskısı (baskı değil tabii ki teşvik diyelim) üzerine açmıştım bu blogu, bir sene boyunca kimi zaman uzun aralıklarla kimi zaman ise sıklıkla blogumu güncelleyip durdum. Kafama takılanları sizlerle paylaştım, çünkü insanlar paylaştıkça büyür ve yaşar. Yazılarımı okuyan okumayan herkese teşekkür etmeyi bir borç biliyorum, siz olmadan bu kadar istekli olarak yazamazdım (yazar mıydım acaba, aslında yazmayı seviyorum). 1 yıl ne kadar çabuk geçti, bu blog sayesinde bunu da anlamış oldum. Ne zaman bloguma girip baksam arşiv sayfasına yeni bir ay ekleniyordu ve yaşamımdan bir ay gidiyordu, hayat kısa arkadaşlar hiçbir isteğinizi veya işinizi yarına ertelemeyin. Tüm işlerinizi planlı yapın ve mümkün olduğunca bu plana uymaya çalışın. Tüm bunların yanında hayattan zevk almaya bakın, çünkü hayata bir kez geliyoruz (Evet dediklerimi yapmak çok zor). Her ne olursa olsun bloguma daha nice senelere diyorum, elimden geldiğince bu sayfalara yazmaya devam edeceğim. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın, kendinize iyi bakın. ;)



Not: 24 - 27 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan Compex 2007 teknoloji fuarına gidecek olanlar varsa görüşebiliriz, büyük ihtimalle orada olacağım. Özellikle de GameX'in oralarda. :)