<link rel="me" href="https://www.blogger.com/profile/03840564670970417825" /> <meta name='google-adsense-platform-account' content='ca-host-pub-1556223355139109'/> <meta name='google-adsense-platform-domain' content='blogspot.com'/> <!-- --><style type="text/css">@import url(https://www.blogger.com/static/v1/v-css/navbar/3334278262-classic.css); div.b-mobile {display:none;} </style> </head><body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/28844103?origin\x3dhttp://acare84.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Microsoft, PC oyunculuğunu öldürüyor mu?


Biliyorsunuz Microsoft yakın bir zaman öncesinde Xbox LIVE servisini Games for Windows - LIVE olarak PC'ye de uyarladı. Bu servisi kullanan oyunlar içerisinde Grand Theft Auto IV, Fallout 3 ve Gears of War gibi büyük başarı elde etmiş oyunlar da bulunuyor. Bu oyunların PC versiyonlarını oynarken aynı Xbox 360'taki gibi arkadaşlarınızla konuşabiliyor, arkadaşlarınızla çoklu oyunculu seanslar düzenleyebiliyor ve belirli görevleri yerine getirerek bazı ödüller (Achievements) kazanabiliyorsunuz. Buraya kadar herşey güzel gözüküyor öyle değil mi?


Gelelim bu servisin kötü yanlarına; bu saydığım oyunları Türkiye'de orjinal olarak rahatlıkla bulup alabiliyorsunuz. Peki size LIVE sisteminin Türkiye'yi desteklemediğini söylersem bana ne gibi bir cevap verirsiniz? Türkiye'yi geçtim bu servis tüm dünyada topu topu 26 ülkeyi ancak destekliyor. LIVE destekli çoğu oyun çoklu oyunculu modlarına da sahip ve bizim ülkemiz desteklenmediği için genelde yavaş sunucularda oynuyoruz ve oynadığımız oyundan zevk alamayabiliyoruz. Games for Windows - LIVE sayesinde PC oyunlarına aynı Xbox 360'ta olduğu gibi yeni eklentiler de hazırlanacak ve küçük miktarda ücretler karşılığında satılacak, ancak orjinal oyunları alsak bile biz bu eklentileri satın alıp oynayamayacağız (bunun ilk örneği 2009'un Ocak ayında yayımlanacak olan Fallout 3'ün ilk eklentisi Operation: Anchorage olacak, daha sonra Grand Theft Auto IV'ün Xbox 360'a çıkacak olan eklentisi The Lost And Damned'in de PC'ye bu yolla gelmesini bekliyoruz). Her ne kadar başka ülkelerden LIVE'a kayıt olup satın alırız deseniz de ona da izin yok, kredi kartınızın da üye olduğunuz ülke kaynaklı olması lazım (üyeliği aldığınız ülke adresinin sonradan değiştirilmediğini de belirtmek istiyorum, bunun için herşeye sıfırdan başlamalı ve yeni bir üyelik yaratmalısınız). Yani Türkiye'den aldığınız kredi kartları ile de bu eklentileri alamayacaksınız. Tek bir çözüm var o da 3. parti sitelerden Microsoft puan kartları alıp puanları (Microsoft Points) yine başka ülke seçerek açtığınız üyeliğinize eklemek. Ancak bu da oldukça pahalıya geldiğinden ve PC'ye çıkan eklentilerin LIVE'ın desteklemediği ülkelerden satın aldığınızda sorun çıkarıp çıkartmayacağını henüz bilmediğimizden kulağa pek de güvenli gelmiyor.


Kısacası İnternet tabanlı bir servisin politik sınırlar içerisinde sınırlanması bana hiç de doğru gelmiyor, hele PC gibi özgür bir platformda bunu yapıyorsanız üzgünüm Microsoft ama PC'de oyunculuğu öldürmüş oluyorsunuz. Valve Software gibi bir firma Steam ile tüm dünyayı desteklerken ve oyunlarına bedava eklentiler yayımlarken (Steam'de satılan bazı oyunlar da sadece Amerika için satılıyor ancak sistem Türkiye'yi tam olarak destekliyor ve sorunsuz olarak alışveriş yapabiliyoruz), Microsoft gibi dev bir firmanın tüm dünyayı desteklememesi ve oyunları orjinal alan insanları mağdur etmesi inanın beni çok üzüyor ve sinirlendiriyor. Xbox 360'da da ülkemiz desteklenmiyor diyebilirsiniz, ancak konsol ve oyunları şu anda resmi olarak Türkiye'ye gelmediğinden bu durumu anlayışla karşılıyorum. Ama tüm Windows versiyonları ve Microsoft ürünleri ülkemizde satılıyorken oyunlar için olan bu sistem ülkemizi desteklemiyorsa o zaman söz söyleme hakkına sahip olurum. Eğer bu ülkeleri desteklemiyorsanız bu oyunların bu ülkelerde satılmasını da engelleyeceksiniz veya izin vermeyeceksiniz, hadi onu da geçtim üzerine "Aldığınız oyun LIVE desteği barındırmaktadır, sizin ülkeniz LIVE tarafından desteklenmediği için oyun için yayımlanacak olan eklentileri satın alamayacaksınız ve LIVE'ın özelliklerinden tam olarak yararlanamayacaksınız" diyerekten not düşeceksiniz. Tabii herşey için henüz erken belki yakında Microsoft bizim gibi mağdur insanların seslerini duyar da bu servisi tüm dünyada aktif eder (Games for Windows'un ve Bethesda Softworks'ün resmi forumlarında birçok insan Fallout 3'ün eklentilerini nasıl alacağız diye kara kara düşünüyor ve Microsoft'a ateş püskürüyor). Ancak şu haliyle Microsoft dediği gibi PC oyunculuğunu bir araya toplamaktan ve korsanı önlemekten çok, oyunlarını orjinal alanları mağdur bırakıyor ve PC'de oyun oynayanlarla resmen alay ediyor. Kimse beni Microsoft düşmanı olarak görmesin, yıllardır onun işletim sistemlerini ve diğer PC ürünlerini kullanıyorum ama gerçekleri de insanlara anlatmak zorundayım. Bu yazıyı hazırlamadaki amacım biraz olsun sizleri Games for Windows - LIVE etiketli oyunlar hakkında bilgilendirmekti, umarım yararım dokunmuştur.


Games For Windows - LIVE tarafından desteklenen ülkeler şöyle:

Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Hong Kong, Hindistan, İrlanda, İtalya, Japonya, Kore, Meksika, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, Singapur, İspanya, İsveç, İsviçre, Tayvan, İngiltere, Amerika

1 comments | Salı, Aralık 16, 2008

Başlığa Ne Gerek Var?


Çok fazla kalamayacağım o yüzden hemen konuya gireyim. Aslında yazmak istediğim çok şey var, o yüzden biraz fazla kalmalıyım. Neyse, ilk önce geçtiğimiz hafta düzenlenen Eurovision adlı yarışma olarak lanse edilen ancak yarışmadan çok birbirine komşu olan ülkelerin birbirlerini bir güzel poh pohladığı televizyon şovu hakkıdna birkaç şey söyleyeyim; öncelikle bu yılki şarkımızı pek beğenmedim. Bunda Mor ve Ötesi grubunu pek fazla sevmememin de bir etkisi var tabii ki. Ancak yarışmaya katılan diğer ülkelerin parçalarına göre kıyaslayacak olursak gerçekten de iyi bir şarkıydı ve en azından bana göre ikinciliği hak ediyordu. Birinci Yunanistan olmalıydı diye düşünüyorum, gerçi şarkılarının ezgileri bizim kültürümüzden çalıntı ya neyse. Konumuza geri dönersek, birinci olan şarkı dahil tüm şarkılar birbirinden kötüydü, ancak benim anlamadığım Rusya'ya neden eski Sovyetler Birliği'nde bulunan ülkelerin yüksek puan verdiğidir. Yahu size o kadar kötü davranan bir ülkeye neden çok puan veriyorsunuz (bunun gibi daha birçok örnek var)? Bulgaristan, Yunanistan, Ermenistan gibi ülkelerden ise bizlere puan gelmedi. Neden çünkü Osmanlı döneminde biz onlara çok iyi davrandık ve özgürce yaşamalarına izin verdik. Buradan çıkarılan sonuç eğer önceden sahip olduğun bir ülkeye kötülük yaparsan sonra onlar size iyilik yaparlar, iyilik yaparsan ise kötülük görürsün. Çok da umurumda değil ancak eğer bu yarışmada birşeylerin değişmesini istiyorsak ileriki yıllarda bu yarışmaya katılmamalıyız diye düşünüyorum. Çekelim resti olsun bitsin, milli dava olarak bakıyor hala herkes bu yarışmaya. Neyse benim de çok umurumda değil ancak tutamadım kendimi.



Müzikten konu açılmışken devam edeyim bari, son günlerde Ayşe Hatun Önal (bunu diyeceğim yıllardır düşünsem aklıma gelmezdi) adlı şahısın albümünü dinliyorum, genelde Türkçe şarkılar dinlemem ama Önal bu sefer gerçekten başarmış. Ben dahil kimsenin kendisinden beklemediği bir performans ortağa koymuş, kendisini tebrik eder ve başarılarının devamını dilerim. Türkiye olarak böyle özgün müzik çalışmalarına ihtiyacımız var. Bir diğer beğendim şarkıcı ise Yasemin Mori belki henüz adını duymadınız ama şarkısı (Aslında Bir Konu Var) ve sesi oldukça hoşuma gitti. MTV'de klibi oldukça çıkıyor, rast gelirseniz mutlaka izleyiniz veya sizi buraya alalım. Bilkent Üniversitesi mezunu bu hoş bayanı çok seveceksiniz, onun da kendine has bir tarzı var.



Son anlatacağım konumuz ise oyunlar hakkında, ne bekliyordunuz oyun hakkında birşey yazmazsam olmaz ki? Son günlerde küçük oyunlara yöneldim, kafa dinlendirici oluyorlar. Son olarak ise Steam'den Trials 2: Second Edition'ı aldım, çok ama çok eğlenceli bir oyun eğer motor yarışlarını seviyorsanız kaçırmayın. Oyunumuz motor yarışı değil ya neyse, belki ilerde oyunu anlatan bir inceleme yazarım. Mass Effect'in de PC için çıkmasına günler kaldı, bugünlerde en çok beklediğim oyunlar arasında yer alıyor. İnşallah beni yine eskiden oyunlardan haz aldığım günlere geri döndürür. Yine haz alıyorum tabii ki ancak eskisi kadar oyunları sevemiyorum. Üstteki resmi görenler onu neden oraya koyduğumu sorabilirler, hemen cevaplayayım. Bu yazıyı yazarken Nirvana'dan Heart Shaped Box çalıyordu ben de o yüzden o resmi koyayım dedim. Nirvana'nın en sevdiğim şarkılarından bir tanesidir kendisi, herkese tavsiye ederim. Bu şarkı beni anlatıyor, sanki benim..... Uzatmaya gerek uzatmalar maçlarda olur değil mi? İğrenç bir espriden sonra Euro 2008'de ülkemize başarılar dileyerek yazımı sonlandırmak istiyorum. GameTrailers sitesine de lanet olsun bu arada, 1 saattir bir video yüklemek için uğraşıyorum. Bir videoyu sıkıştırmak bu kadar mı sürer yahu? Bir dahaki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın, eğer sonuna kadar okuyabildiyseniz veya okumadıysanız sizlere teşekkür ederim. :)

4 comments | Cuma, Mayıs 30, 2008

Şebnem Ferah - Bugün, Audiosurf, Assassin's Creed - PC


Evet, başlığa bakınca bu 3 konunun birbirleriyle ilişkisi nedir diye sormuşsunuzdur, bu soruyu sormadıysanız yazının devamını mümkünse okumayın. Sorunun cevabını açıkcası ben de bilmiyorum. Aslında başlık sadece güzide rock kraliçemiz Şebnem Ferah'ın 2. albümünde bulunan Bugün adlı şarkı üzerine olacaktı. Ancak bu şarkıyı dinlerken veya oynarken desem daha doğru olur sanırım, burada Audiosurf adlı Indie (bu ne demek bilmiyorsanız tıklayın üzerine mavi veya başka bir renktir zaten üzeri) oyun giriyor. Steam'den 9,95 $'a satılan bu yenilikçi oyun sayesinde istediğiniz şarkı üzerinde yarışlar yapıp puanlar kazanıyor ve dünyada bulunan birçok kişi ile puanlarınızı karşılaştırıp rekabete girebiliyorsunuz. Gerçekten de çok yenilikçi bir oyun olan Portal'dan sonra bu yenilik kategorisinde iyi işler çıkaracak gibi gözüküyor, hatta çıkarttı da. Herkese bu oyunu tavsiye ederim, bu fiyata bu oyun kaçmaz gibi satıcı ağzından klişe bir cümle de söyleyeyim. Neyse Şebnem Ferah'ın Bugün adlı şarkısında yarışmak gerçekten de dinlendirici oluyor.


Şimdi gelelim esas meseleye; genelde Şebnem Ferah'ı seven ve dinleyen bir insan değilim, ancak bu şarkısını gerçekten de çok beğeniyorum. Sanki şarkıda yazılan tüm sözler beni anlatıyor, kendimden o kadar çok şey buluyorum ki şarkıda yani o kadar olur... Delirmemek için kendimi zor tutuyorum. Şarkıyı dinlemeyenler ve bilmeyenler için alta klibini de koyuyorum, isteyen tıklar ve izler, istemeyen ise zaten bu sayfaya girmezdi. Girdiyseniz bir zahmet tıklayın da videoyu YouTube denen siteden bozma şeye yükleyen kişi sevinsin, "aaa benim videom çok izleniyor huleeeee" diye tamam mı arkadaşlar? Recep İvedik'e gitmek isteyenler de bir zahmet gitmesinler, filmde aradığımı bulamadım (böyle de laf sokuştururum araya). Şahan'ı çok severim ancak film gerçekten de çok sıkıcı, keşke eski parodilerinin bir karışımı olsaydı. Şebnem ablamız bitti, peki sonda bulunan Assassin's Creed - PC de ne oluyor?


Assassin's Creed'in PC versiyonu nihayet piyasaya sürülmedi. Evet, sürülmedi dedim çünkü daha sürülmedi ancak internette oyun geziyor (öyle yürüyordu tuttum kolundan gel bir bakalım dedim, biraz direndi ama beni kıramadı). Neyse oyunu kurdum, hatta biraz da korkarak kurdum. Çünkü oyunun çok sistem isteyeceği söyleniyordu. Oyuna girdim ve o da ne herşeyi açık bir şekilde oyunu rahatlıkla oynayabiliyorum, sistemim de öyle ahım şahım değil, bilen biliyordur zaten sistemimi. Stranglehold adlı gereksiz oyunda da olduğu gibi bunun da çıkmadan sistem ihtiyaçları abartılmıştı. Yani oyun ortalama sistemlerde bile rahatlıkla çalışabiliyor, korkunuz olmasın oyunu alacaksanız. Bir de oyunun Türkiye'ye gelmesini 4 gözle bekliyoruz. 49.9 YTL'ye satılacak orjinal olarak, biz de alacağız. Eğer çok merak ediyorsanız indirebilirsiniz, ancak bu oyunu mutlaka orjinal olarak alın çünkü gerçekten de kaliteli bir yapım, hele bir hikayesi var... Neyse yazı gittikçe uzayacak gibi gözüküyor, Turning Point: Fall of Liberty adlı oyunun incelemesini de yakında TrGamer'da bulabileceksiniz. Peki o nasıl bir oyun diye soruyorsanız, hiç sormayın ve yanına yaklaşmayın. Büyük bir umutla beklediğim bu oyun neden bu kadar kötü çıktı? Ha kod cambazları (Codemasters) size soruyorum, cevap verin uleyn, döverim yoksa. Bir dahaki yazımda (tabii olursa, olmasa da olur diyorsanız el kaldırın) görüşmek üzere arkadaşlar hoşçakalın. ;)



3 comments | Pazar, Mart 02, 2008

Windows Live Writer İle Blog Yazmak Artık Çok Kolay

 

Aslında bu bir deneme yazısı, Microsoft'un tekelcilikten ayrılıp güzel programlar da yapabildiğinin bir denemesi aslında. Microsoft'un Live serisi günden güne güzelliklerini göstermeye başladı. Windows Live Messenger'ı yüklerken isterseniz yükleyebileceğiniz Windows Live Writer ile blog sayfalarınızı artık çok kolay bir şekilde güncelleyebiliyorsunuz. Ayrıca program Microsoft'un tekelinde de değil. Yani sadece Live Space'de bu programı kullanmak zorunda değilsiniz. Blogger başta olmak üzere pek çok blog sitesi ile de bu programı kullanabiliyorsunuz. Henüz bir gündür bu programı kullanıyorum ve çok sevdiğimi söyleyebilirim. İnternet sitesine girmeden çok hızlı bir şekilde istediklerinizi yazıp sayfanızı güncelleyebilir ve programda bulunan birçok ekstra araç ile daha güzel blog sayfaları yapabilirsiniz. Herkese tavsiye ettiğim bu güzel ve pratik programı bu adresten  indirebilirsiniz. Görüşmek üzere. ;)

3 comments | Cuma, Şubat 08, 2008

Yeni dergim(n)iz OyunGezer


Hmm... Buralara uğramayalı hayli uzun zaman oldu. Hem kendi işlerim yüzünden, hem de biraz benim ilgisizliğimden uzun zamandır yazamıyorum. Neyse uzun zaman aradan sonra uğramışız hemen konuya gireyim. Biliyorsunuz 10 yıldan uzun süredir yayın hayatında olan Level dergisinden bazı kopmalar oldu ve OyunGezer adında yeni bir dergi oluşumu içerisine girildi. Level'ı 1998 senesinden beri hiçbir sayısını kaçırmadan takip ediyor(d)um, ama zannedersem artık Level benim için bitti. Ki zaten son sayılarda bana birşey de katmıyordu bazı tanıdığım arkadaşlarım gibi dergiyi sadece alışkanlık olduğu için alıyordum, alınca da bir kenera okumadan koyuyordum. Bana soracak olursanız bu ayrılık iyi oldu derim, en azından artık dergiyi almayacağım.


OyunGezer dergisi Level dergisinden ayrılan Sinan Akkol, Tuğbek Ölek ve Serpil Ulutürk öncülüğünde hazırlanıyor. Tabii bu yazarların yanında Level'de de çalışmış bir çok iyi yazar da dergi bünyesine katılmış ve Kasım ayında ilk sayıları piyasaya çıkacak. Level'i seven herkesin bir göz atmasını isterim. Gelelim işin benim tarafına bu dergiyi de almayacağım, çünkü Level'in bitmesiyle benim için dergi olayı da bitti. Ekip çok kaliteli olabilir ama bu derginin de bana birşeyler verebileceğini düşünmüyorum, neden derseniz bir yaştan sonra aynı şeyleri okumanın pek bir yararı olacağını zannetmiyorum. Ama yine de dergiyi bilmeyenler için blogumdan duyurmak istedim, inşallah yolları açık olur ve iyi işlere imzalarını atarlar. Level de yeni kadrosuyla iyi bir dergi olarak gelecek onları da küçümsemeyin, rekabet b(s)iz okuyuculara yarayacaktır elbette. Kim bilir artık Rolling Stones dergisi alırım ne zamandır da almak istiyordum bir denesem mi ne? :) Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın ve kendinize iyi bakın. :)

3 comments | Çarşamba, Ekim 24, 2007

Kelly Clarkson - Sober








Bu günlerde bu şarkı ile yatıp kalkıyorum, mutlaka dinleyin. Pişman olmayacaksınız. :)

1 comments | Pazartesi, Ağustos 27, 2007

Restless Dreams


02:24 - 22/07/2007

0 comments | Pazar, Temmuz 22, 2007